8 Ocak 2013 Salı

DERS ÇALIŞMA
            Ders Çalışma kavramı; öğrencide de, velide de, öğretmende de strese neden oluyor. Çünkü bu kavram bir çatışma alanı. Öğretmen için tüm başarısızlığın ana nedeni. Veli için bitip tükenmeyen bir kontrol alanı. Öğrenci için onu hayatı yaşamaktan alıkoyan bir uğraştır. Halbuki ders çalışma öğrenmenin ve öğrenileni hatırda tutmanın en etkin yolu.
            Psikologlar öğrenmeyi “bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen ve oldukça uzun süreli değişiklik” olarak tanımlamaktadır. Bir değişikliğe öğrenme diyebilmemiz için tanımdaki altı çizilmiş olan sözcükler çok önemlidir. Öğrenmenin olabilmesi için bir yaşantının olması, yapılıp edilmesi gerekir. “Bakarak olsaydı kediler kasap olurdu” atasözü bu durumu çok net anlatıyor. Öğretmeni derste dikkatle dinlemek öğrenme için gerekli ama yeterli değildir. Öğretmenin anlattıkları akşam tekrar çalışılıp kendimize mal edildikten sonra bir öğrenme olayından bahsedebiliriz. Peki bu şekilde öğrenme gerçekleşmiş olur mu? Hayır.Tanımın önemli ikinci unsuru bu davranış değişikliğinin (öğrenmenin) oldukça uzun süreli olması da gerekir diyor. Yani 5-6 ay sonra veya daha uzun bir süre sonra da hatırlanması gerekir. Ancak o zaman bir öğrenmeden bahsedilebilir.
            Bu gün öğrendiğimizi uzun süre sonra nasıl hatırlayabiliriz? Bunu için önce öğrenmeyle beynimizde nasıl değişme oluyor ona bakmak, sonrada nasıl hatırlarız onu incelemek gerekir.
            Öğrenme daha önceden edinilmiş kavramlar arasında yeni bir bağ kurma olayıdır. Bahsedilen bağ öğrenme ile oluşan iki hücre arasındaki protein zinciridir. Bu zincir zayıftır. Zamana direnç gösteremez. Her tekrar yeni bir öğrenmedir ve her yeni öğrenme bu zinciri kalınlaştırır ve zamana karşı dirençli hale getirir.  Biz öğrendiklerimizi bir ipucu (Kod) ile uzun süreli hafızamızda depolarız. İhtiyaç duyduğumuzda bu ipucuyla hafızadan geri çağırırız. Eğer elimizde bir tane ipucu varsa geri çağırmak için mutlaka o ipucunu kullanmamız gerekir. Aksi halde geri getiremeyiz. Her tekrar – farklı zaman ve mekanda yapıldığından- bir yeni öğrenmedir. Her yeni öğrenmeyi farklı bir ipucu ile hafızaya kaydederiz. Böylece o konudaki tekrar sayısı kadar ipucuna  sahibiz ve istediğimiz bilgiyi hafızadan geri getirmek için o kadar kat fazla imkanımız var demektir. Özetle öğrenmek ve öğrendiğimizi hatırlayabilmek için mutlaka tekrarlar yapmak gerekir. Öğrendiğini geleceğe taşıyamamak, kazancını sokağa saçmak gibidir.
            Etkili bir öğrenmenin oluşması öğretmenin deste anlattıklarını daha dikkatle izleyebilmek için dersten önce mutlaka en az bir defa okumak gerekir. Çünkü öğretmen dersi bir bütünlük içinde akıcı biçimde olaylar ve olgular arasında gerekli mantık zincirlerini kurarak anlatır ve öğrenci her şeyi anladığını sanır. Akşam tekrar yaparken konular arasındaki bir çok bağı kuramadığını, birçok noktanın belirsiz kaldığını görür ve yeni baştan öğrenmek zorunda kalır. Buda dersin başında daha uzun zaman geçirmesine ve sıkılarak çalışmayı bırakmasına neden olur. Halbuki akşam bir defa okusaydı konunun bütününü kendi penceresinden görecek, neresi kolay neresi zor ve karmaşık, fark edecek, kafasında birçok soru oluşacaktı. Ertesi gün dersi daha dikkati dinleyecek karmaşık yere gelince öğretmeni daha dikkatle izleyecek ve kafasında önceden oluşan soruları cevaplarının peşine düşecektir. Eğer öğretmen kafasındaki tüm soruların cevaplarını vermemişse sorarak öğrenme fırsatını da kazanmış olacaktır.
            Öğrencilerin büyük çoğunluğu ders çalışmak istediklerini ama çalışamadıklarını söylerler. Ne zaman çalışmayı düşündüklerini sorduğumuzda buna verdikleri bir zaman dilimi yoktur. Zaman okuldan eve vardıkları saat başlar yatıncaya kadar sürer. Bu zaman içinde ama hangi saatler arasında belli değildir. Bu belirsizlik dersin başına oturmamayı, sürekli ertelemeyi doğurmaktadır. Böylece gece görevini yamamanın pişmanlığı ve anne baba ile girilen ders çalış çatışmaları ile sona erer. Halbuki bir zaman belirlense örneğin, 17,00-18,30 arası dense bu yazılı hale getirilse kendi kendine verilmiş taahhüde dönüşür, ders çalışmaya daha fazla zorlar. Eğer ders çalışma gerçekleşirse bir çatışma konusu da ortadan kalkar. Artık anne baba bu saatten önce ve sonra Ders çalış diye telkinlerde bulunmaz. Öğrenci de anne baba da rahatlar kalan zamanlarını daha kaliteli geçirebilirle.
Değerli öğrenciler ders çalışma programı yapmak hayatı planlamak demektir. Planlamadığınız hayat sizin hayatınız değildir. Sizde kendi hayatınız olsun istiyorsanız onu planlayın. Yazılı hale getirin Planlarınızı sürekli güncelleyin.

İbrahim KAYA
Rehber Öğretmen.